Türk Anayasa Düzeninin Benimsediği İlkeler

Anayasanın 1. maddesinde Türkiye’nin yönetim biçimi hakkında ‘‘Türkiye Cumhuriyeti bir Cumhuriyettir.’’ diye belirtilmiş ve bu ilke değiştirilemeyecek bir madde halini almıştır. Bu gibi değiştirilemeyecek maddelerin değiştirilmesi için teklif dahi edilmez.

Ülkemizin devlet yapısı hakkında anayasamızın 3’üncü maddesine göre, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür”. Buna göre, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olması onun “üniter devlet” olması demektir. Kısaca Üniter devlet, tek bir ülke üzerinde, tek bir milletin, tek bir egemenliğe tâbi olmasıdır. Bu nedenle, üniter devlette, devleti oluşturan unsurlar bölünmez bir bütün haline bürünmüştür. Türkiye, Üniter Devlet yapısını benimsemiştir.

Ülkemizde egemenlik anlayışı konusunda ise 6. maddenin 1. fıkrasında ‘‘Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.’’ ibaresi geçmektedir. Fıkranın devamında egemenlik konusuna açıklık getirilmiştir. Buradan da anlaşılıyor ki, Türkiye’de egemenlik halka aittir.

Din ve devlet ilişkileri konusunda anayasanın 2. maddesi, Türkiye’de resmi bir din anlayışının olmadığı, aksine laiklik ilkesinin benimsendiği görülmektedir. İlgili madde şu şekildedir: ‘‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.’’ Ülkemizin laiklik esasına dayılı bir ülke olduğu anlaşılmaktadır. Yine 2. maddemizde değiştiremeyecek bir madde mahiyetindedir.

Diğer ilkeler kısmında yazmış olduğumuz ilkelerden demokratik devlet ilkesi, hukuk devleti ilkesi, sosyal devlet ilkesi ve insan haklarına saygı anayasamızın 2. maddesinde belirtilmiştir. Bu ilkeler Cumhuriyetin nitelikleri olduğu görülmektedir. Anayasamızın başlangıç kısmında kişinin onurlu bir yaşam sürdürme hakkına doğuştan sahip olduğu belirtilmiştir. Madde 10’da ise, kişinin herhangi bir ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu belirtilmiştir. İnsan haklarına verilen önemi 14. madde vurgulamaktadır. En başta saymış olduğumuz ilkelerin neredeyse hepsi anayasamızda yazılı bir halde belirtilmiştir. Her ne kadar 1982 anayasası bir askeri vesayet anayasası olsa da saymış olduğumuz ilkelerin benimsendiği, bu ilkelerin çok büyük oranda da gerçekleştirildiği görülmektedir. 1982 anayasanın sorunlu bir anayasa olduğunu vurgulamak durumundayım. Ancak yapılan anayasa değişiklikleri ile bu anayasada gözle görülebilir değişikliklere gidilmiş, pek çok iyileştirilmeler sağlanmıştır. Gitgide de daha iyi olacağı kanaatindeyim.